İş Dünyasına Yön Veren Kadınlar Röportaj Dizisi x Özlem Denizmen
İlk defa bir Yönetim Kurulu'na aday gösterildiğinizde size kim nasıl ulaştı? Sizce Yönetim Kurulu’na aday gösterilmenizde hangi özellikleriniz öne çıktı?
Özlem Denizmen: Dünya Sürdürülebilirlik otoritesi GRI (Global Reporting Initiative) yönetim kuruluna, bir Müslüman ülkeden ilk seçilen kişi oldum. Bana direkt Yönetim Kurulu Başkanı ulaştı ve ön teklifte bulundu. Sonra beni atama komitesine yönlendirdi, bir dizi mülakatlar yapıldı, sonrasında yönetim kuruluna seçildiğim bilgisi verildi. O günden bugüne Yönetim Kurulundayım. Hatta şu an Manila, Filipinler'deyim toplantı için. Doğuş Otomotiv'in yönetim kurulunda olmam, Doğuş Grubu'nda sürdürülebilirlik alanında yaptığım çalışmalar, Para Durumu Sosyal Girişim Platformu ve FODER Finansal Okuryazarlık Derneğinin Kurucu Başkanı olmam referans oldu. Stratejik düşünceyi operasyona indirebilmem, masaya farklı bakış açıları sunabilmem, bütünsel yaklaşımımın da GRI ve Doğuş Otomotiv yönetim kuruluna seçilmemde etkili olan kişisel özelliklerim olduğunu düşünüyorum.
Şirketin Yönetim Kurulu'nda yer alan kadınlar sizce Yönetim Kurulu'nda yer alan erkeklerden farklı mı ve hangi açılardan farklı? Örnek verebilir misiniz?
Özlem Denizmen: Kadın erkek olmaktan ziyade, tecrübede farklılık oluyor. Biz kadınlar ‘emin’ olunca konuşmayı seviyoruz. Erkekler fikirleri ile daha fazla risk alıyor. Biz kadınlar olaylara daha bütünsel ve empati ile yaklaşıyoruz; tüketiciyi anlamak değil, hissetmek de önemli. Önümüzdeki dönem de yönetim kurullarında kadın üye sayısının bu nedenle daha da artacağını düşünüyorum.
Sizin pek çok diğer kadından farklı olarak cam tavanı delmenize kadar geçen süreçte ilerlemenizi sağlayan en önemli faktörler neler oldu? Kendi deneyiminize ve gözlemlerinize dayanarak bu süreçte kadınların önündeki en büyük engellerin neler olduğunu düşünüyorsunuz?
Özlem Denizmen: Hedef odaklı olmak. Stratejik ve uzun dönemli düşünmek. İsteklerini net olarak doğru zaman doğru kişiye doğru yerde aktarmak. Kadınlar çok çalışmasına karşın isteklerini, beklentilerini genelde belirtmiyor. Terfi zamanı susuyor mesela; ima bile etmiyor. Oysa erkekler bu konuda da daha net ve cesur. Amerika'da aldığım eğitim ve oradaki çalışma hayatımda aldığım en önemli ders bu oldu sanırım. Beklentilerini, hak ettiklerini utanmadan, sıkılmadan söylemeli kadınlar da. İstemeli.
Türkiye’de yönetim kurullarına aday gösterme sürecinin nasıl işlediği ile ilgili gözlemlerinizi ve yorumlarınızı paylaşır mısınız? Kadınların bu süreçte dikkate alınması nasıl sağlanabilir?
Özlem Denizmen: Her yönetim kurulunda kota bazlı en az yüzde 30 kadın olmalı. En son rakamlar bu. Patronlar bunu kendine misyon yapmalı. Neden mi? Çalışmalar, yönetim kurulunda daha fazla kadın olanların daha karlı olduğunu gösteriyor. Farklılık inovasyonu da tetikliyor.
Sizce Türkiye’de yönetim kurullarına kadın oranının artması nasıl sağlanabilir? Pek çok ülkede uygulanan ve AB parlamentosunda da onay bekleyen Yönetim Kurullarında Kadın Kotası konusunda ne düşünüyorsunuz?
Özlem Denizmen: Kota şart. Şayet bunun için kota belirlenmesi bile aslında tuhaf bir durum, bu anlayışın temelinden değişmesi, kadınların daha kalifiye hale getirilmesi ve iş dünyası tarafından yönetimde kadın sayısının artırılmasının kendiliğinden benimsenmesi gerekir. Mentorluk ve sponsorluk çalışmaları artmalı örneğin. Merdiven yukarıdan sarkıtılmalı.
Yönetim Kurulu üyeliği dışında hangi uğraşlarınız var? Bu uğraşlar sizin YK üyesi olarak işlevinizi nasıl etkiliyor? Hayatınızı neler dolduruyor?
Özlem Denizmen: Sosyal sorumluluk programları, spor, mentorluk, TV programı, Finansal okuryazarlık eğitimleri veriyorum. Çocuklarımla çok zaman geçiririm, bu hafta sonu judo, futbol, yüzme, basket, taka ile Kanlıca’ya yoğurt yemeye gitmek, kodlama yapmak aktivitelerimiz arasındaydı. Onlardan çok şey öğreniyorum. Onlar ve eşim benim şahsımın yönetim kurulu üyeleri.